1-Azar azar ve sık sık beslenin
Günlük beslenmeyi üç ana ve üç ara öğüne yaymak, gaz ve hazımsızlık gibi şikayetleri önlüyor. Dengeli beslenme ile kilo kontrolünü sağlamak kolaylaşıyor, metabolizma bu şekilde daha ritmik çalıştığı için gebeliğin getirdiği yorgunluk hissi oluşmuyor.
2-Yağlı ve tuzlu yiyeceklerden uzak durun
Kalitesi düşük, yağ ve karbonhidrat oranı yüksek, ağır yiyeceklerden uzak durmak gerekiyor. Hamileliğin doğal etkisi olan “Kendini ağır hissetme” hali, yaz sıcağında, yağlı yiyeceklerin tüketilmesiyle birlikte daha da artıyor. Yaz ayları sebze ve meyve çeşitliliği açısından hamilelerin seçeneklerini artırıyor. Kalorisi düşük olan bu yiyecekler, vitamin ve mineral yönünden oldukça zengin oluyor. Ayrıca bolca posa içeren bu besinler, kabızlığın engellenmesini ve kilo kontrolünü de sağlıyor.
Hamilelerin aşırı tuzlu kuruyemişler ve turşu gibi yiyecekler ile sodalı içeceklerden uzak durmaları gerekiyor. Ayrıca, sebze ağırlıklı beslenirken protein alımının da ihmal edilmemesi önemli. Çünkü protein, anne karnındaki bebeğin vücut ve beyin gelişimi için büyük önem taşıyor.
3-Dışarıda yediklerinize dikkat edin
Koruması daha zor olan yiyecekler özellikle yaz aylarında hamileler için risk oluşturuyor. Sıcaklık nedeniyle zararlı bakterilerin kolayca üreyebileceği bu mevsimde az pişmiş ya da buzdolabında bekletilmeyen yiyeceklerden uzak durulmasında yarar var. Hamilelerin hangi mevsimde olursa olsun, özellikle çiğ yiyecekleri hijyeninden emin olmadıkları lokanta gibi dış mekanlarda tüketmemeleri gerekiyor. İyi yıkanmamış sebze ve meyvelerin yanı sıra çabuk bozulabilen tavuk etinin de bu aylarda dışarıda tüketilmesi önerilmiyor.
4-Bol sıvı tüketin
Bebeğin içinde bulunduğu amniyon sıvısı ve plasentanın, içeriğinin zenginliğini sağlamak için hamilelikte sıvı tüketimi her mevsim önem taşıyor. Ancak hormon değişikliği nedeniyle daha fazla terledikleri için, hamilelerin kaybettikleri besin öğelerini yerine koymaları açısından sıvı tüketiminin önemi yazın daha da artıyor.
Hamileler sıcak yaz günlerinde daha fazla sıvıya ihtiyaç duyuyor. Yeterli sıvı alınmaması rahimde kasılmalara, hatta erken doğuma bile neden olabiliyor. Günlük alınması gereken sıvı miktarı en az 2.5 litre olarak öneriliyor. Ayrıca bu dönemde sıkça karşılaşılan ödemin artmaması için mümkün olduğunca tuz içerikli içeceklerden kaçınmak gerekiyor.
5-Ayaklarınızı uzatın, dinlenin
Hamilelik döneminde damarların geçişkenliği artıyor. Buna bağlı olarak da cilt altında ödem görülüyor. İstirahat ile kan akışında artış sağlanıyor. Bu yüzden özellikle çalışan hamilelerin gün içerisinde ayaklarını uzatarak dinlenmesi ödemi azaltıcı bir yöntem oluyor.
6-Masaj yapın, yaptırın
Ağırlaşan vücudun yaptığı baskı nedeniyle ağrıların çok görüldüğü ayakların rahatlatılmasında masaj işe yarayan yöntemlerden biri oluyor. Masaj, bölgedeki kan akımını artırıyor, ayrıca ödemi azaltıyor. Bunlara ek olarak, vücut ısısı normalden bir derece daha yüksek olan hamilelere, ılık banyo yapmaları da öneriliyor.
7-Yürüyün, yüzün
Hekime danışılarak yapılan temposu düşük yürüyüşler, vücutta insülinin düzenli salınımını sağlayarak hızlı kilo alımını engelliyor.
Hamilelik döneminde yapılabilecek iki güzel spor var; yürüyüş ve yüzme. Sağlık sorunu yaşamayan hamileler, hekimlerine danışarak son haftalarına kadar yüzebilirler. Ancak deniz ya da havuz suyunun temiz olması çok önemli. Çünkü bazı vajen enfeksiyonları su kesesinin yırtılmasına, dolayısıyla erken doğuma neden olabiliyor.
8-Güneşe dikkat edin
Hamileler güneş ışınlarının dik geldiği 11:00-16:00 saatleri arasında dışarı çıkmamalı. Bu saatlerde dışarı çıkmak zorunda kalan hamilelere, şapka kullanmaları ve 50 koruma faktörlü bir krem sürmeleri öneriliyor.
Güneşin zararlı etkilerinden kaçınmak ve yararlarından faydalanmak gerekiyor. Çünkü cilt aracılığı ile alınan güneş ışınları, D vitamininin sentezlenmesini, kalsiyum ve mineralin vücut tarafından emilimini sağlıyor. Kalsiyum; kemik, diş ve organ gelişimini etkilediğinden hamileler için önem taşıyor.
9-Sol tarafınıza yatın
Hamilelerin uterusa giden damarları baskıdan kurtarmak için sola yatmaları öneriliyor. Sırtüstü yatılması, “vena kava” adlı büyük toplardamarda baskıya neden olabiliyor. Bu durum, hamilelerin tansiyonlarının düşmesine ve baygınlığa yol açabiliyor. Aynı zamanda fetusa giden oksijenin azalması nedeniyle de riskli bir durum oluşabiliyor.
10-Tatilden önce kontrole gidin
Hamilelikte seyahatin en rahat yapılabileceği dönem ikinci trimester, yani 13-28. haftalar arası. Bu, öncesinde ya da sonrasında tatile gidilemez, anlamına gelmiyor. Ancak, özellikle son trimesterda tatile çıkmadan önce doktor kontrolünden geçilmesi öneriliyor.
11-Sıcak su kaynaklarından uzak durun.
Gebelikte kaplıca, hamam, sauna gibi yerlerin kullanılması önerilmez. Çünkü termojen (sıcağa bağlı) etki bebeğin gelişiminde bir takım anomalilerin ortaya çıkmasına neden olabilir.
Aynı şekilde plajda güneşlenmek de önerilmemektedir.
12-Yatmadan önce ılık bir duş alın.
Özellikle gebeliğin son dönemlerinde ortaya çıkan uykusuzluk, sıcak basması, huzursuzluk gibi şikayetler için geceleri yatmadan önce alacağınız ılık bir duş sizi hem bedenen hem de psikolojik olarak rahatlatacaktır.
Ayrıca akşamları aşırı kalorili ve ağır gıdalardan yerine daha hafif ve hazmı kolayları tercih edin ve yedikten sonra en az bir saat yatağınıza gitmeyin.
13-Yaz döneminin iyi yönlerini de görün.
Gebelik döneminizin yaza denk gelmesinin iyi yönleri de vardır aslında. Daha fazla seyahat edebilme şansı da bunlardan birisidir. Gebeliğiniz ile ilgili bir sıkıntınız yoksa seyahat engeliniz de yok demektir.
Makale ile ilgili resmi buraya tıklayarak görüntüleyebilirsiniz.